Hayat ne garip. Çok garip ilişkiler çok garip sonuçlar doğurabiliyor. Bu tarife ulaşmam da öyle… Biraz uzunca ama dıdının dıdısından nasıl böyle bir tarife ulaştığımı da anlatmak istedim.
Bizi tanıyanlar bilir ya, bizim köpek, Mickey, kıymetlidir. Öyle pansiyonlarda kalmaz, yürüyüşleri aksatılmaz falan filan. Bu arkadaşı biz olmadığımız zamanlarda yürütecek içimize de sinen profesyonel bir köpek yürütücü bulduk. Bulduk ama bize biraz pahalı geldi. Bir dönem sürekli yürütücüye ihtiyaç duyunca da kızdan başka birini önermesini istedik. Şansımıza kızın kızkardeşinin erkek arkadaşı uygunmuş. Bir süre o çocuk yürüttü Mickey’i. Hatta biz yokken evinde baktı. Ama sonra okulunu bitirdi, başka bir şehirde okumaya ve çalışmaya başladı. Biz açıkta kalacağız diye korkarken çocuk abisinin işten ayrıldığını, bir süre uygun olacağını söyledi. Ben de bir gün lazım olunca onu aradım ve tanışmak için çay içmeye çağırdım. Laf lafı açtı, annesinden -annesi de inanılmaz tatlı bir kadın bu arada- bu tarifi öğrenmiş, deneyecekmiş onu anlattı. Ben de dayanamayıp tarifi istedim. İşte Benin’de çok bilinen, sevilen bu yemeğin tarifine böyle garip bir şekilde ulaştım.
Agushi
Tarife ulaştıktan sonra anneye ulaşıp buralardaki Afrika marketlerin yerini öğrendim. Tabi sonra yolumu bulamadım, marketin yakınlarındaki bir Afrika kuaförüne girip sordum, onlar da yarım saat sohbetin üzerine bir dahaki saç yaptırmamda oraya gelmem koşuluyla marketi tarif ettiler falan, ama neyse bu da başka bir hikaye. Aslında marketteki rezillik de ayrı bir hikaye. Tarifte çocuk bana pistache dedi, yani bildiğiniz pistachionun Fransızcası. Ne anlarsınız? Evet, ben de aynen öyle Antep fıstığı anladım. Baya da sevindim aaa Antep fıstığıyla yemek ne güzel olur diye. İşte o markette sordum, bana beyaz bir toz gösterdiler. Yaklaşık on dakika ya hayır yeşil olması lazım bu olamaz diye bilmişlik yaptıktan sonra en son sen ne yapacaksın bu pistacheı diye sordular? “Ya Beninli biriden bir tarif aldım onu yapacağım” dedim. Beninli ise kesinlikle budur sen bunu al git dediler. Pes edip alıp çıktım.
Çıkar çıkmaz çocuğa sordum, hakikaten onlar pistache (agushi, egusi) diye başka bir şeye diyorlarmış! İnsan tarifi verirken söyler! Bu aldığım kavun çekirdeğinin öğütülmüş haliymiş. Sonradan detaylı araştırdım, kabak çekirdeği, kavun çekirdeği gibi kabakgillerin çekirdeklerinin kurutulup öğütülmesiyle hazırlanan unlara agushi deniyormuş. Batı Afrika, özellikle de Benin yemekleri için önemli bir malzemeymiş. Bu arada çekirdek ununu hazır alma şansınız yoksa, ki muhtemelen Türkiye’de pek Afrika marketi yoktur, kabak çekirdeği içi alıp robotta iyice öğütebilirsiniz. Zaten çok ince bir un değil, daha çok badem unu gibi kalın parçalı ve yağlıca bir şey. Zaten aslında amacı içindeki yağ ve protein ile yemeğin besin değerini arttırmak.
Tarif
Tarif aslında biraz evde ne varsa tarifi. Et/tavuk ne varsa (ben uzun sürede pişen ucuz kesim bir parça dana kullandım), yanına sebze ne varsa (ben buzluktaki karışık sebzeleri değerlendirdim, karışık mantar, ıspanak, fasulyeli falan bir garnitür karışımı, ızgara patlıcan, donmuş soğan), içine de baharat ne varsa (burda tarife uymaya çalıştım: sarımsak tozu, kırmızı biber, kekik (thyme), fesleğen, biberiye, tuz, karabiber), bir de içine bulyon ne varsa (ben hafta içinden kalan ev yapımı kemik suyuna yine buzlukta tuttuğum ev yapımı sebze bulyonu ekledim)… Asıl özelliğini veren içine koyulan çekirdek unu. Bu arada ben içine hiç yağ eklemedim. Çekirdeğin yağı ve et suyundaki yağ (ki fazlası alınmıştı) gayet yeterliydi. Neyse bunların hepsi pişiyor, pilavla servis yapılıyor. O kadar…
Yemeği yaptıktan sonra fotoğrafını tarifi aldığım çocuğa gönderdim. Hem rengi hem dokusu olması gerektiği gibi olmuş dedi. (Oleey!) Tadını da çok beğendiğimiz düşünülürse gönül rahatlığıyla paylaşıyorum.
No Replies to "Agushi, Rastlantısal Tarifle Benin Usulü Türlü"