Ansızın gelen dışarı çıkma ihtiyacı ve eggs benedict

Eggs beneditct, işin açıkçası çok bildiğim bir yemek değildi benim. Çocukken poşe yumurta (veya çılbır) yemediğimden herhalde pek ilgimi çekmiyordu bu tarz yumurtalı yemekler. Ama Ürün sağolsun, yavaş yavaş açılıyorum.

Madem ki toplantıdayım, o halde yerim

Esas kırılma ama Londra’da Apex otelin kahvaltı salonunda oldu. Rızam hilafına götürüldüğüm bir toplantı için kaldığımız otelde menüde gördüm eggs benedict hazretlerini. Tam olarak memnun olmadığım her ortamda yaptığım gibi manevi çıkışı yemekte aradım ve verdim siparişi. Kocaman bir pankek üstünde, eşek kadar jambon ve iki tane poşe yumurta olarak, alameti farikası olan hollandaise sos altında geldi kendileri. O kadar büyüktü ki ofiste işe henüz başlamış olan ve benimle pek yemek yememiş olan Leo şaşkın şaşkın gözlerle “onu kahvaltı da mı yiyeceksin” deyince ben ve beni beş altı yıldır tanıyan ekip arkadaşlarım güzelce bir güldük. Bazılarının gereğinden çok gülmesi sabah sabah sinirlerime dokunmuş olsa da tabağa odaklanarak aklımdaki bütün kötü düşünceleri sildim ve mükemmel hazırlanmış eggs benedicti gömdüm. Akabinde reçel ve bal almak için açık büfe menüsüne yönelirken Leo ile göz göze gelmedim ki, yüzündeki “tövbe estağfurullah” ifadesini görmeyeyim.

Poşe yumurtalı yemeklerdeki esas oğlan yumurtayı bıçakla kestiğiniz andır. Beyaz zırhından altın renginde akan yumurta sarısı her normal insanın ağzının suyunu akıtacağı gibi baya da fotojenik bir görüntü verir.

“Hacı kalk, gitmemiz lazım”

Peki ben taa 6 ay önce yemeği neden şimdi yazdım? Çünkü Mickey’nin tuvaleti geldi. Şöyle izah edeyim: bizim dört ayaklı evladımızın bir huyu var çok takdir ettiğimiz. Eğer biz uyurken tuvaleti gelirse kabahatini evin ortasına yapmak yerine, yatak odasına gelip “hacı durum acil, gitmemiz lazım” bakışları ile bizi uyandırıyor, sonra biz de kalkıp koşa koşa beyefendinin hacetini gidermeye gidiyoruz pijamalarla falan. 5 yıldır bu işler için istisnasız hep beni uyandıran Mickey mükemmel bir huy geliştirdi, bir yıldır falan Ürün’ü kaldırıyor 🙂 Bu sabah da yedi gibi falan Ürün’ü kaldırmış o bakışlarla, o da ben horul horul uyuduğum için dökülmüş yola. E tabi uykusu kaçınca hamarat yarim sous vide aletini açmış hem hollandaise sos yapmış, hem de yumurtaları poşe pişirmiş aynı alette.

Ürün’ün aşağıdaki tarife uymayarak gerçekleştirdiği improvizasyonu biraz ters teptiği için sosu biraz sulandırmamız gerekmiş olsa da, hollandaise sos lezzet olarak mükemmel oldu. Ama yumurta işi biraz hayal kırıklığı oldu maalesef, sarısı sertleşmişti yumurtanın. Bence zaten poşe yumurtayı sous vide ile pişirmek yerine klasik yöntemle pişirmek hem daha kolay, hem de daha garanti.

Hamur işi ketojenik diyette sıkıntı tabi ama imkansız da değil. Badem unuyla yapılan bir English muffin tarifi bulduk, fena olmadı ama bana kalırsa yumurtasının yüzde 20 kadar azaltılması lazım. O yüzden aşağıda bizim yaptığımıza oranla daha az yumurta yazdım tarife.

Neyse efendim, bu sabah yaşadığım bu güzel sürpriz için huzurlarınızda Ürün’e teşekkür eder, tarifi aşağıda dikkatlerinize sunarım.

PS: Sosun sous vide harici tarifini de aşağıda kabaca yazdım.

PS 2: For English, click here.