Agushi, Rastlantısal Tarifle Benin Usulü Türlü
Hayat ne garip. Çok garip ilişkiler çok garip sonuçlar doğurabiliyor. Bu tarife ulaşmam da öyle... Biraz uzunca ama dıdının dıdısından nasıl böyle bir tarife ulaştığımı da anlatmak istedim.
Bizi tanıyanlar bilir ya, bizim köpek, Mickey, kıymetlidir. Öyle pansiyonlarda kalmaz, yürüyüşleri aksatılmaz falan filan. Bu arkadaşı biz olmadığımız zamanlarda yürütecek içimize de sinen profesyonel bir köpek yürütücü bulduk. Bulduk ama bize biraz pahalı ...
Antalya Usulü Piyaz
Baştan anlaşalım: içinde tahin varsa piyaz, yoksa fasulye salatası... Neden? Çünkü biz Antalyalılar hassasız o konuda. Antalya öyle bir yer ki orada yaşadıysanız, hele de içinde büyüdüyseniz ayrı bir seviyorsunuz. İçindeyken pek fark etmiyorsunuz belki ama uzaklaşınca "yaa bu da vardı değil mi yaa ne güzeldi, niye burda yok ki?" demeye başlıyorsunuz. Bu arada dikkatinizi çekerim, Antalyalı tek cümlede beş "yaa" kullanabilir. Neyse, konumuz piyazdı değil mi, ...
Fransa’da kış Pot au Feu’süz olmaz
Boşuna Fransa'da yaşamıyoruz, biraz işe yarayıp bir Fransız tarifi paylaşayım dedim. Pot au feu Fransız mutfağının sembolik yemeklerinden biri. Aslında çok basit, ama uzun uzun pişmesi gerekiyor. İçine konulan sebzeler bölgeye göre değişiyor ama biraz elinde ne varsa koy tarzı her türlü kış sebzesi konulabilir. Hatta burda birer birer çeşitli sebzeleri paketleyip pot au feu'lük diye satıyorlar, o derece!
Bu yemeği (ya da en azından bunun Avusturya'daki ...
Edi’yle Büdü’nün Hint Tadında Yılbaşı Yemeği
Her şey Alp'e hediye gelen bir kitapla başladı...
Her hikayemiz bir "şey"le başlıyor ya işte bu seferkinin sorumlusu da Alp'in şikayet ilettiği otel müşteri hizmetlerinin özür dilemek için modern Hint yemekleri kitabı hediye etmesi. Yoksa biz yemek yapar mıyız hiç?
Yılbaşında anneannemin deyişiyle "Edi'yle Büdü" ikimiz evde olduğumuz için pijama terlik takılalım, lezzetli ama abartılmamış bir yemek yapalım, sakin sakin televizyonda havai fişekleri izleye...
Şarapta Armut, Sous Vide Ördek ve Biz
Her şey gittiğimiz bir restoranda tattığım şarapta poşe armutlu ördek ile başladı...
Fransa'nın etkisidir belki, bilmiyorum, ama ben özellikle kuzu ve ördekle tatlı sosları çok seviyorum. Yaşadığımız yer nispeten küçük bir yer, ama Fransa'nın iyi yemekleri kültürün bir parçası olarak görmesi sebebiyle küçücük kasabalarda bile çok iyi restoranlar var. Bunlardan biri de Le Christina diye az çeşit yemeği gayet iyi yapan bir restoran. İç dekorasyonuna da ...
Gordon Bey Usulü Mercan
Godon Ramsay denen İskoç (Britanyalı) abimiz, her ne kadar endüstiyel bir şefe dönüşmüş olsa da, ben kendisinin yemeklerini ve anlatım tarzını seviyorum. Tarzına ilişkin olarak önemli bir not da düşmem lazım: hell's kitchen tarzını değil, master chef junior tarzını kast ediyorum. Yoksa sabahtan akşama viagra yutmuş gibi sağa sola hallenen (fuck off, you, me, that vs) Gordon Ramsay pek de mantıklı biri değil :) Aradaki üslup farkını şu videodan görebilirsiniz...
Evde Döner Macerası
Biz memleketten uzak yaşayan zavallıların en büyük derdi yemek. Aile, arkadaşlar falan bir şekilde iletişim sürüyor ama ne hasta olduğumuzda gidecek bir çorbacı, ne ayak üstü iyi yemek yiyebileceğimiz ev yemekleri yapan bir yer, ne güzel bir dönerci, ne de bir kebapçı var… Yanlış anlaşılmasın, her yerde kebapçı bol, ama dönere kebap diyen mekandan ne beklenir? Fabrikasyon döner ateş önünde dönse de döner midir?
Mide Lobisi’nde Koray diye bir hain ...