Hipsterlık denilen ve Türkçe’de tam olarak karşılığı olmayan tarz aslında popüler olmamak için aşırı uğraşan insanların tarzı olarak özetlenebilir. Gördüğüm en iyi tanım urban dictionary‘de sanırım.
Bu arkadaşların değişik ama milyonlarca kişi yaptığı gayet sıradan olan tarzlarını elde etmek için baktıkları yerlerden biri de geçmiş. Geçmişte popüler olan, veya o dönemin şartlarında illegal olan bazı şeyleri alıp alıp tekrardan hayatımıza sokuyorlar. Bu yazımızın konusu da bu arkadaşların istemeden popüler ettikleri bir konu: moonshine.
Türkçe’ye ay ışığı olarak çevirebileceğimiz bu canavar tahıldan üretilen kaçak içki demek. Amerikan bağımsızlık savaşı sırasında ortaya çıkan ve Amerika’da içkinin yasaklandığı dönemde çılgın atan bu arkadaşın olayı hükümete çaktırmadan gece damıtılarak üretilen yüksek alkollü, su renginde bir içki olması. Damıtılıp şişeleniyor, herhangi bir fıçıda bekleme falan görmüyor. Genellikle viski benzeri olarak üretilip, “yaşlandırılmamış viski” olarak satılıyor. Burada ufak bir bilgi geçmek isterim: bu tarz bir “viski”nin İskoç viskisi olarak satılması mümkün değil; zira kanuni düzenleme gereği her ne kadar viski üretim şartlarına uysanız da, moonshine’ı üç yıl fıçıda bekletmeden viski olarak adlandırmanız mümkün değil.
İçki tüketiminin tekrar hayata geçmesi ile her ne kadar ihtiyaç kalmasa da bir kültür öğesi olması nedeniyle bazı damıtım evleri moonshine üretimine devam ederken, hispterlar bunu aldı meşhur etti. Meşhur olunca da taa Fransa’daki marketlere kadar geldi kavanoz içinde satılan Ole Smoky mısır versiyonu. E artık evimize kadar gelmiş, dedim ki bir tadına bakayım. Demez olaydım. Hafif bir mısır tadı dışında herhangi bir tat almak pek mümkün olmadı. Ağzımı yakmak dışında pek bir işe de yaramadı. Artık bourbonlu kokteyllere kullanacağız kendisini, ki o durumda bile gerçek bourbonla karıştırmak gerekebilir. Güya tadım notu olacaktı bu yazı ama tat maalesef bu kadar çıktı kendisinden. Elbette seveni vardır ama ben almayayım, ne olduğunu bilmesine rağmen alana da mani olmayayım.
Yani işin özü, hispterlardan uzak durun, yediklerini içtikleri denemeden önce iki defa düşünün. Bir hispter bulup, kavanozu kafasına kafasına atmama Ürün izin vermediği için benim 25 avrom yandı, sizinkiler de yanmasın 🙂
PS: Harley Davidson şişesine bakmayı henüz gözüm yemedi. Başka bir yazıya diyelim 🙂
No Replies to "Hipsterleri neden moonshine kavanozuyla dövmeliyiz?"